Ana Sayfa 1998-2012 Siyasî iktidarların Benzerlikleri

Siyasî iktidarların Benzerlikleri

1944’lerin Bolşevikleri, laik cumhuriyetimizi değiştirmek için bazı girişimlerde bulunmuşlar, yazılar veya şiirler yazarak, Türk milletini kandırmaya, yanıltmaya yeltenmişler, karşılarında büyük milliyetperver Nihâl Atsız ve Türk milletinin evlâtlarını bularak kaçacak delik aramışlar, kaçmışlar. Zamanın siyasî iktidarı bugün misâli, o hainlerle vatan toprağını, Türkün yurdunu canından daha çok korumaya çalışanları aynı tutmuş, hatta bazen korumuş. O güne baktığımızda, bugün olanlardan farkı şu: Onlar vatan toprağını bölmekten çok, rejim değişikliği, Bolşevik Rusya bağlantılı ve benzeri iktisadî ve siyasî, adına devrim dedikleri değişikliği yapmak istiyorlardı. Türk milliyetperverleri buna izin vermedi, veremezdi de. Mustafa Kemal Atatürk’ün, bugün bazı kesimlerin devrim dedikleri, Türk milletinin refahı, yücelmesi dünyadaki hak ettiği yere yükselmesi için inkılâpları varken, millî birliğimizi zedeleyen başka devrimlere sıcak bakması mümkün değildi. 1944’lerde Türkiye’nin yanında olanlarla, Türkiye’yi ve Türk milletini, Türk varlığını maceraya götürenler zamanın iktidarı tarafından tek kefeye konuldu. Türklük uğruna, ATSIZ’lar âbideleşirken, yıllar sonra nedamet içersinde olanları görmek, bu milletin sevgisini benimsemeyenlere ibret olacağı yerde, siyasî iktidarlar ve yandaşlarının tekrarın tekrarını devam ettirmeleri düşündürücüdür.

1980 yılında ülküsü ve vatanı uğruna canını verenle, yeşile, kırmızıya bürünenler bir tutulmuş, kısa süre içinde yeşil kırmızıya karışmış, birleşmiş ve arkasından Türkiye’nin birliğini, toprak bütünlüğünü hedef alan demokratik çözüm aldatmacası içersinde halk tabanına yayılan, yerleşmeye yüz tutan eli silâhlı PKK himayesinde siyasal Kürtçülük ortaya çıkmış.

Yıllar önce Irak’a bakıldığı zaman aynı gelişmeleri yaşadığını görmekteyiz. Yeşil sarıklı, Sol eli havada olanlar bir safta buluşmuşlar, Türkiye’de bugün olduğu gibi. Hepsinin gönlünde tek amaç, hayal de desek, gerçekleşme yolunda mesafeler alan Kürdistan!

Bugünlere gelindiğinde ve son olaylar ışığında, gözlerimizi dört açıp neyi görmekteyiz: Ulu Ata’mızın olmadığı gibi Atsızlar, Türkeşler de yok, Kerkük’te Atalar, Abdullah’lar, Rızalar, Necdetlerin olmadığı gibi. Damarlarında, asil, kutsal Türk kanı taşıyan gençlerimiz, Türkün toprağında Türk Devletini kuranlara ortak bulanlar, ortak edenler karşısında Kuva-yi Millîyecilere, hele, hele 1980 öncesi Türk gençlerine benzememekte, daha önce yazdığım bir yazımda Türkiye’de Kürtlük değil, Türklük tartışılıyor, Türk kimliği tartışılmaya ve diğerleri ile aynı kefeye konuluyor. Kürtler bu topraklarda Türklerden çok önceleri varmışda, 1071’de Kürtler Türklere yardım etmişmiş de, bugüne kadar var güçleri ile kan döken, yol kesen, şanlı, yüce Türk Devleti’ni bölmeye çalışan, hangi taşı kaldırsan altından çıkan bu insanlar, 29 kere isyan etmedi mi? Bütün bu isyanlar özgürlük için mi idi? Yoksa altında yatan, yabancı devletlerin altınları ve kışkırtmaları mı idi? Şeyh Sait, Kürtlerin özgürlüğü için mi, vatanı işgal edenlere karşı, canla başla müdafaa eden Mehmetlere arkadan saldırdı, Müslüman Kürt devleti kuracağım diye Müslüman Mehmetleri şehit etti? Gerçek dışı bu yalanlara, ancak ve ancak Vatana hıyanet içinde olanlar inanmaktadır.

VE

Süleyman Demirel’in, Sabah Gazetesinde, 20 Mart 1994 günü, Fatih Çekirge’nin köşesinde yayınlanan sözlerinde, “Osmanlı İmparatorluğu’ndan 27 devlet çıktı. Bir tek Ermeni ve Kürt devletleri çıkmadı. Bunda sıkıntı yaşanıyor. Ama bugün Kürt devleti kurmak isteyenlerin, daha önce devleti ya da vatanları vardı da ellerinden alınmış bir havaya girmeleri yanlıştır.

(İnternette yayınlanan Terör Kartı adlı yazıdan alıntı.)

Şemdinlide ve daha sonra diğer vilâyetlerimize sıçrayan, çocuklar ve yaşlı kadınlar öne sürülerek sıçratılan “başkaldırılara” şahit olmaktayız. Bir kere neden çocukları öne sürüyorsun? Kahraman isen çık ortaya, Demirel’in söylediği gibi, ne toprağın ne de devletin olmayan bu vatanda hakkın nedir? Açıkla. Zaten seni siyasî iktidarlar koruyor, şaşkın, şaşkın AB. yolunda yürüyenler, kendi devletinde, kimliğini, Türklüğünü, üst kimlikten Türkiyelilik kimliğine uydurma çabasında. Herkes Türkiyeli! Türk’ü arada bul! Etnik milliyetçilik yasak. 1944’ler, 1980’lerde vatanını koruyanla, vatanı parçalayan, Türk ordusuna kurşun sıkanla, onun yanında olan bir tutuldu, bugün de Şemdinli’de ki “Başkaldırıyı=Serhildan’ı” ve 80 yıldır vatana hıyanet edenlerle, Susurluk olayını, araba kazası veya hazırlanmış araba suikastı ile bir tutan zihniyetle karşı karşıyadır Türk milleti Vatanının birliği, bölünmez bütünlüğü, PKK’ya karşı devletinin yanında yer alanlar Susurluk kazasında can verdi, hıyanet içinde ölenler ise, Konfederasyon ve PKK bayrağına sarılarak, Belediye başkanları tarafından, o, sözde bayrakların dalgalandığı mezarlara merasimlerle defnediliyor. Ve ben ATA TOPRAĞIMDA TÜRKÜM DEDİĞİM ZAMAN IRKÇI OLUYORUM.

Irak’ın Kuzeyinde devlet olacak bir yapının bütün aşamaları tamamlanmış, Orkun Dergisi’nin Kasım 2005 sayısındaki yazımızda Kürdistan Hava Yolları’na ait uçağın resmini, daha öncede Talabanî petrol kuyularının araştırılması ve kazılması için bazı şirketlerle anlaştığını yazmıştık. Bu iktidar ne yapmak istiyor, hadi Türkmenleri gözden çıkardın, Türk toprağını mozaik yaptın, Kürtçülüğü Kürt sorunu ve kendi sorunun hâline getirdin, kimliğimi tartışma konusuna açtırdın, yalnız isminin ilânı kalan, “Kuzey Kürdistan” dedikleri, Türkiye’nin ayrılmaz bir parçası olan bu yerlerde aslî unsur olan Türklerle yaşayan bu insanlara burs veren, kimlik dağıtarak, Türk’e ve devletine düşmanlık yaratan, PKK’yi koruyan, peşmerge ile bir tutan, besleyip güvenlik kuvvetlerimize, halkımıza saldırtan, uydu devlete kuyu açtırmak için malzemeleri geçirmede ve yakın zamanda daha zengin olmalarını ve hava yolları ile dış dünyaya bağlantılarını sağlamak neden? Bütün bunlar ne uğruna, AB’ye girmek veya saltanatımı devam ettirmek için mi? Olmayacak, çocuklarımız dahi hainler tarafından kandırılmış masum çocuklarına karşı gelmeye başladı, Türkmenler zor da olsa tek çatı altında birleşmektedirler. Irak parçalandı, Sevr uygulamada, Lozan delinmek üzere olsa dahi.

Bütün bu AHVÂL ve AB uğruna yaratılan ŞERİAT karşısında, Diyarbakır Belediye Başkanı Şemdinli’de halka Kürtçe olarak: “80 yıldır akan bulanık su Şemdinli’de temizlendi” diyebiliyor.

Türkiye’mizi Atatürk’ün tek kaynaktan tek mecraya aktığı temiz SUYU’muzu bulandıranların sayısı her gün artsa bile bu su bundan fazla bulandırılmayacaktır. Çocuklarımız dahi taşa taş, dişe diş ve……..

UYAN MİLLETİM UYAN.

 

Orkun'dan Seçmeler