Ana Sayfa 1998-2012 Prof. Dr. Emin Bilgiç

Prof. Dr. Emin Bilgiç

O, Türk toplumunca yadırganan bir alanda milletlerarası üne ulaşan bir bilim adamı; Türk kültür hayatının yönetilmesi ve yönlendirilmesi çalışmalarının başında bulunmuş, önemli hizmetler yapmış değerli bir düşünce ve kültür önderiydi. Fakat Onun en seçkin niteliği, kuşkusuz, milliyetçiliği idi. Milletinin kültürünü korumak ve yükseltmek yolunda birçok başarıları gerçekleştiren bir ülkücü, aynı zamanda değerini kanıtlamış iyi bir yöneticiydi.

* * *

Mehmet Emin Bilgiç, 08 Ocak 1916 günü Isparta’nın Şarkîkaraağaç ilcesinde doğmuştu. Kuşaklar boyunca din bilginleri yetiştirmiş bir aileden geliyordu. O ailenin seçkin bir üyesi olan ‘müderris’ ve müftü Sâdık Bilgiç Beğin dört oğlunun en büyüğü idi1

İlkokulu 1929’da Şarkîkaraağaç’ta, ortaokulu 1932’de Yalvaç’ta, Afyonkarahisar ve Ankara’da okuduğu liseyi de 1935’te Ankara Erkek (Atatürk) Lisesinde bitirdi. Ardından, Ankara’da o yıl açılan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin ilk öğrencilerinden biri oldu. Fakültenin en zor ve o sıralarda çok yadırganan dallarından biri olan “Sümeroloji”yi seçmişti. 1940’da, bitirdiği Kürsü’ye ‘ilmî yardımcı’ olarak girdi. 1943’te Sümeroloji dalında ‘edebiyat doktoru’ sanını kazandıktan sonra, aynı kürsünün asistanlığına alındı. Kasım 1948’de de ‘üniversite doçenti’ oldu ve Ocak 1949’da ‘eylemli doçent’liğe atandı. 07.11.1949-30.01.1950’de askerlik görevini yaptı. 1952-54’de İngiltere’de bilimsel araştırmalarda bulundu. 1955 yılında profesör; 1956’da da ‘Sümeroloji Kürsü Profesörü (başkanı)’ oldu.

27 Mayıs 1960 askerî darbesinin ardından, 147 öğretim üyesi arasında, üniversitedeki görevinden uzaklaştırıldı. Bilimsel çalışmalarını bir yıl süre ile Almanya’da sürdürdükten sonra, uzaklaştırma yasasının yürürlükten kaldırılması üzerine, Mayıs 1961’de yurda ve DTCF’deki görevine döndü. 1966-68’de DTCF dekanlığı ve uzun yıllar Ankara Üniversitesi Senatosu üyeliği yaptı. 1975-77 ve 1979-80 yıllarında da, ek görev olarak, Kültür Bakanlığı müsteşarlığı görevini yürüttü. 1980 başında oluşturulan Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü’nün başkanlığını yaparken, 1983 yılında ‘yaş haddinden’ emekli oldu. AÜDTCF’nin Sümeroloji Anabilim Dalı’nda gönüllü olarak sürdürdüğü lisans üstü derslerini ve bilim çalışmalarını uçmağa vardığı 20 Ocak 1996’ya kadar bırakmadı. 22 .01.1996’da Gülveren (Cebeci) Asrî Mezarlığı’nda vatan toprağına emanet edildi.

* * *

Emin Bilgiç Beği 1956 yılında, Osman Turan Hoca’yla birlikte, Ankara Türkocağı’nda tanıdım. O sırada Turan Hoca başkan, Bilgiç Hoca başkan yardımcısı yetkisinde yönetim kurulu üyesi idi. Ocak’ın memurları olarak daha çok Emin Beğ’e muhatap olurduk. Osman Turan Hoca’nın bize biraz sertçe gelen tabiatına karşılık Emin Bilgiç Hoca yumuşak huylu idi. Biz gençlerle senli-benli konuşmayı severdi. Kusurlarımızı azarlayarak değil, öğütleyerek açıklardı. Bu yüzden Onu kendimize daha yakın bulurduk.

1957 yılında Ocak memurluğundan ayrıldım. Emin Bilgiç Beğ, 1959’da Osman Turan Beğ başkanlığındaki Türk Ocakları Merkez Heyeti’nde Genel Başkan Yardımcısı oldu. Ben de onların bıraktığı Ankara Türk Ocağı Yönetim Kurulu’nun üyeliğine seçildim. Böylece ortak çalışmalarımız, bu kez âmir-memur olarak değil, aynı kuruluşun üst ve alt yönetimlerinde görevli üyeleri olarak Mayıs 1960‘a kadar sürdü. O tarihte öteki DP milletvekilleri ile birlikte tutuklanıp Yassıada’ya götürülen Osman Turan Beğe yönelik olarak Merkez Heyeti’nce girişilen çirkin uygulamalara karşı çıkmak yüzünden Ocak’taki görevimden ayrılmak zorunda bırakıldım. Fakat Bilgiç Hoca, Merkez Heyeti içinde, Ocak darbecilerine karşı mücadeleyi, Galip Erdem’le birlikte sürdürdü (Sonunda, o iç darbecileri, 1961 Kurultayı, aklamadan, yönetimden uzaklaştırdı).

Ben 1956 yılında DTCF Kütüphanecilik Bölümü’ne öğrenci olmuş, 1957’de de Türkçü ağabeylerin kurduğu ‘Hür Basım ve Yayınevi’ni çalıştırmağa başlamıştım. Bunlar Bilgiç Hoca ile ilişkilerimi sürdürmeme yardımcı oldu. Fakültede Onu sık sık görüp konuşabiliyordum. Hoca, bir gün bir dosya ile Basımevi’mize geldi. O dosyada saygıdeğer babası Sâdık Bilgiç Beğin öğretici nitelikteki manzumelerinden oluşan iki kitabın müsvetteleri vardı. Onların basılmasını istiyordu. Bu öneriyi severek üstlendim. O iki kitabın akıcı bir üslûpla yazılmış metinlerinin dizgi işini, dizgiciye bırakmayarak, kendim gerçekleştirdim. Bu dizgi-düzenleme ve basma sürecinde Emin Hoca, özellikle düzeltiler için, sık sık basımevine geldi. Bu ziyaretler sırasında çok güzel, benim için yararlı sohbetlerimiz de oluyordu. Hoca, bir-iki kez saygıdeğer babasını da getirmiş; bana Onu da tanıma, tatlı sohbetlerinden yararlanma fırsatını kazandırmıştı2.

Emin Bilgiç Hoca ile ilişkilerimiz, benim DTCF’ne asistan olarak girişimden sonra daha da sıklaşarak sürdü. Kültür Bakanlığı’nda Müsteşarlık yaptığı sıralarda ise, Türk Kütüphaneciler Derneği’nin Genel Başkanı olarak, kendisi ile meslekî konularda işbirliğinde bulunduk. O dönemlerin ilgi çekici bir olayı da, yayınlanması Ismail Arar’ın bakanlığı sırasında (1972’de) kararlaştırılıp baskıya verilmiş olan, Weingast’tan çevirdiğim Komünizmin iç yüzü adlı kitabın, araya ilk Ecevit iktidarının (1973-74) da girmiş olması yüzünden, ilk müsteşarlığı sırasında, ancak 1977’de yayınlanabilmesi idi3.

* * *

Prof. Dr. Emin Bilgiç, Ankara Üniversitesi ile Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ndeki milliyetçi etkinlikleri daima desteklerdi. O etkinliklerde milliyetçi öğretim elemanlarına ve öğrencilere öncülük eder, yol gösterirdi. Fakülte kurullarında da milliyetçi olarak tanınan öğretim elemanlarının önderliğini yapardı.

Emin Bilgiç Beğin müsteşarlık dönemleri, Kültür Bakanlığı’nın gelişmesine yönelik önemlı adımların atıldığı bir süreç oluşturdu. O yıllarda Bakanlığın örgütlenmesi tamamlandı, Devlet Türk Musikisi Konservatuarı kuruldu. Y. Mimar Ekrem Hakkı Ayverdi başkanlığındaki bir kurulun yüzyıllarca Osmanlı egemenliğinde yaşamış Avrupa ülkelerinde4 bulunan (nasılsa bugünlere kalabilmiş) Türk mimarlık anıtlarının belirlenmesi, incelenmesi, bilimsel kayıtlarının yapılması ve bu kayıtlara ilişkin dört ciltlik bir eserin5 hazırlanması çalışmaları da Bilgiç’in öngörüsü, gayretleri ve mücadeleleri sonunda gerçekleşti. Klâsik Türk Musikîsi ile Türk Halk Musikîsi ve Oyunları’nın koro ve ekipleri de bu süreçte oluşturuldu. Yine o süreçte Bakanlıkça Millî kültür, Kültür ve sanat ve Dünya edebiyatından seçmeler dergilerinin çıkarılması yanında çok sayıda eserin yayınlanması da sağlandı. Kısacası; Kültür Bakanlığı, birçok yeniliği Emin Bilgiç Beğin önderliğinde gerçekleştirdi.

Onun, Türk Ocağı’ndaki çalışmaları da önemlidir. 1956 yılından başlayarak, bu gönüllüler kuruluşunun Ankara Ocağı ve Merkez Heyeti’nde yönetim kurulu üyesi, başkan yardımcısı (1956-59), genel başkan yardım-cısı (1959-60), genel başkan (1973-74) ve Denetleme Kurulu başkanı (1984-86) olarak hizmet etti. 1980-90 arasında ise bu hizmetini Hars Heyeti üyesi olarak sürdürdü. Ocak çalışmalarına görüş ve düşünceleri, yönlendirmeleri ile önemli katkılarda bulundu. Türk Ocağı’nın yayın organı Türk yurdu ile de yayın kurulu başkanı ve yazar olarak ilgilendi.

Prof. Dr. Emin Bilgiç’in gönüllü kuruluşlarına yönelik önemli çalışmalarından biri de, 1966 yılında, ünlü bilim ve kültür adamları ile birlikte “Selçuklu Tarih ve Medeniyeti Enstitüsü”nun kuruluşuna katılması ve uçmağa varışına kadar başkanlığını yapmasıdır. Enstitü, onun teklif ve çabaları ile ‘Malazgirt Fetih Abidesi’nin Malazgirt’te yaptırılması, ‘Alpars-lan Hatıra Altınları’nın bastırılması tasarımlarını gerçekleştirmiş, yazık ki kısa ömürlü olan Selçuklu araştırmaları dergisi ile Selçuklu tarih ve kültürüne ilişkin bilimsel ve edebî birtakım eserler yayınlamıştır.

Hoca’yla ilişkilerimiz emekli oluşundan sonra da aksamadan sürdü. 1980’li yıllarda, Merkez Hars Heyetinin üyeleri olarak, Türk Ocağı çalışmalarına ve etkinliklerine birlikte katıldık.

* * *

Prof. Dr. Emin Bilgiç, bir bilim adamı olarak ‘sümeroloji’ alanının Türkiye’deki tartışmasız ilklerinden ve öncülerindendi. O alanın dünyadaki ender ve saygı duyulan bilginlerinden biri idi. Sümeroloji alanında ilgi gören, takdir edilen kitaplar ve yerli ve yabancı bilim dergilerinde yer alan bilimsel yazılar yayınlamıştı. Onlar, tabiî olarak, alanla ilgili olmayanların ve/ya ona özel ilgi duymayanların yadırgayabilecekleri yayınlardı. Bu tür bilimsel ve meslekî yazıları AÜDTCF dergisi, DTCF yıllık araştırmalar dergisi, Belleten, Türk arkeoloji dergisi, Anatolia gibi dergiler ile Türk ansiklopedisi ve Türk Tarih Kurumu’nun değişik kongrelerine ilişkin Kongreye sunulan tebliğler başlıklı yayınlarında yer almıştır. Onun, eğitim, kültür, siyaset ağırlıklı düşünce yazıları ise Türk yurdu, Ülkemiz, Selçuklu araştırmaları, Önasya, Millî kültür gibi dergilerde ve bazı gazetelerde çıkmıştır. Bunların bir bölümü Maarif dâvâmız (1986) ve Millî kültür dâvâmız (1986) adları ile yayınlandı. Ayrıca A.J. Toynbee’den aktardığı Dünya ve garb = The world and the West (1965) adlı bir de çevirisi bulunmaktadır.

Archivum Anatolicum = Anadolu arşivleri adlı bilim dergisi 1997’de yayınlanan 3. sayısını, “Emin Bilgiç anı kitabı” adı ile, özel sayı olarak yayınladı. İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırmaları Vakfı (İSAR)’nca da bir Emin Bilgiç : Hatıra Kitabı (2000) çıkarıldı.6

Prof. Dr. Emin Bilgiç’in bilim çalışmaları ve yöneticiliği daima anılacak değerdedir. Türk kültürü, milleti ve milliyetçiği Onun çabaları ile pek çok değerler kazanmıştır.

DİPNOTLARI

1- Türk milliyetçiliği hareketinin daima ön saflarında yer almış öteki kardeşleri, eski Isparta milletvekillerinden merhum avukat Sait Bilgiç, eski bakanlardan Dr. Saadetin Bilgiç ve bir kaza sonucu genç yaşta uçmağa varan avukat Süreyyâ Bilgiç’tir.

2- Basımevimizde dizip bastığımız o iki kitabın adlarını şimdi hatırlamıyorum. Bende olan nüshalarını da, kitaplarımı kutular içinde, depoda saklama zorunluğundan ötürü, bulamıyorum. Bu yüzden adlarını verme imkânım yok.

3- Kitap 30.000 (otuz bin) nüsha olarak basılmış, sol basınn hayli tepkisini çekmiş, kısa bir sürede de tükenmişti.

4- Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya ve Macaristan’da

5- Bu eserin ilk cildi E. Bilgiç’in ikinci müsteşarlığı sırasında basılırken, 1977’de iktidarın değişmesi ile basılması durdurulmuştu. Eserin basılıp yayınlanması, sonraki yıllarda, Istanbul Fetih Cemiyeti’nce gerçekleştirildi.

6- Bu yazıyı hazırlarken bu eserlerdeki bilgilerden çok yararlandık. Hazırlayanların himmeti var olsun!

 

Orkun'dan Seçmeler