Devletimizin elindeki son büyük sanayi kuruluşu olan Petkim’in % 51 hissesi, özelleştirme adı altında TransCentralAsia adlı, Kazakistan kökenli olduğu açıklanan bir şirkete, 2.050.000.000 dolara satıldı.
Satış işlemi, pek çok yönden tenkit ediliyor. Satışın iptali için dâvâlar açılıyor. İtirazları; ‘kâr eden ve stratejik önemi bulunan büyük bir kuruluşun satılmasının doğru olmadığı ve TransCentralAsia şirketinin bilinmezlerle dolu geçmişi ve ortaklık yapısının bulunduğu’ şeklinde iki grupta toplamak mümkün.
Satışın başarılı olduğunu iddia edenler de var. Onlar; ört yıl önce, Petkim’in % 88,86’sının 680.000.000 dolara satılmışken, değerin 5 katına (*) çıkmış olmasını memnuniyetle karşılıyorlar.
Bu memnuniyet, satış sistemindeki aksaklıkları ve alıcı şirket ile ilgili belirsizliklerin oluştuğu endişeleri yok eder mi ?
ÜST KURULLARIN TASDİKİ
Konunun tartışılması faydalı olacaktır. Çünkü satış işlemini tasdik edecek olan Özelleştirme İdaresi Yüksek Murulu ve Rekabet Kurulu, kamuoyunun itirazlarını ve basının ortaya çıkardığı bilgileri göz önünde bulunduracaktır.
Satış işleminin incelenmesine; TransCentralAsia’nın kimliğinden başlayalım:
Edinilen bilgilere göre firma; bu güne kadar dünya piyasalarında kayda değer bir varlık gösterememiştir. Başarı ile sonuçlandırdığı bir tek proje yoktur. Ortaklar kara para sâhibidir. Ortaklar arasında Yahudi ve Ermeni kökenli insanlar vardır. Bu iki ortağın fanatik olduğu iddiaları endişe vericidir. Firma yetkilileri de bu durumun problem oluşturacağını anladıklarından, ortaklık y apısını değiştireceklerini beyan etmişlerdir. Firmanın sezinlediği problemin, Türk ilgililer tarafından hissedilmemesi, doğrusu tehlikeli bir aymazlık olur. Değiştirilecek ortaklık yapısının ne derece inandırıcı olacağı da ayrı bir konudur.
Stratejik ve kâr eden bir kuruluşunun satılmasının doğru olmayacağı düşünceleri, günümüzde artık geçerliliğini kaybetmiştir. Nice stratejik kuruluşlar, yabancılara satılmıştır. Petkim’in yabancıya satışı; bankacılık sektörünün % 65’inin, yakın bir gelecekte yabancıların eline geçmesinden daha büyük riskler içerir mi ? Tartışılabilir.
ÖZELLEŞTİRME İŞLEMLERİNDE GERİDE KALDIK
Özelleştirme; bütün dünyanın gündeminde olan güvenilir bir iktisadî kurtarıcı idi. Bizden sonra başlayan eski demirperde ülkeleri bile önümüze geçtiler. Özelleştirmedeki hızları ve başarıları sebebiyle millî gelir hesabında bizi ikiye katladılar.
Türkiye’de 20 yıl önce özelleştirme; siyasî iktidarın ana tercihi olarak belirlendi. Sonraki iktidarlar da aynı çizgide, fakat daima başarının uzağında kalarak devam ettiler. Sağlam bir sistem oluşturulamadığı için itirazların, şikâyetlerin ardı-arkası kesilmiyor.
Sistem tartışılmalı, itirazlar gelmeli ki, geç de olsa satışlar sağlıklı bir zeminde yapılabilsin.
Ancak; PTT’nin son T’si olarak satışa çıkarılan Telekom mâcerâsını da unutmamalıyız. Hatırlanacağı üzere PTT’nin son T’si satışa çıkarıldığında tahmin edilen satış bedeli ile, o dönemdeki bütün borçlarımızı ödedikten sonra hazineye bir miktar da para kalıyordu. Esasa ve şekle dâir tartışmalarla satış gecikince, dünya şartları değişti, değer düştü. Telekom satıldığında, elde edilen kaynakla, dış borçlarımızın ancak onda biri karşılanabildi.
ŞARTLAR YİNE DEĞİŞEBİLİR…
Pektim bu gün kâr ediyor. Doğru. Türkiye’nin petro-kimya maddeleri ihtiyacının % 33’ünü karşılıyor. Kendi kazancı ile gerekli yatırımları gerçekleştirdiğinde bu oran % 60’lara çıkabilecek. Yıllık ihracat 400.000.000 dolara yükselebilecek.
Bunlar da doğru.
Fakat ve maalesef Türkiye’de devlet, iyi bir işletmeci değil. Bir müddet sonra Petkim’de şemsiye tersine dönebilir. O zaman hem devlet, hem de Petkim’in % 34,5 hissesini Menkul Kıymetler Borsası’ndan satın alan yüz binlerce yatırımcı zarar görür.
Özelleştirme mevzuatındaki aksaklıkların cezasını yıllardır çekiyoruz. Yaşanmış tecrübelerden ders alınamıyor. Hatırlanacağı üzere Şekerbank, yine Kazakistan kökenli Turan Âlem Bank’a satılmıştı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, alıcı bankanın ortaklık yapısı hakkında endişe doğurucu bilgiler ortaya çıkınca, satış işlemini onaylamadı. Banka, yeni bir ortaklık yapısı oluşturdu. Yeni yapı, ne kadar güvenilir ? Bilinmez. Bilinen odur ki, şirketlerin ortaklık yapısı önemlidir. Şekerbank konusunda satış sonrasında fark edilen önem, Petkim’de satış öncesinde dikkate alınmalıydı.
Petkim’in satışından sonra ortaya çıkan karmaşık durumun, satış işleminde danışmanlık hizmeti veren Avusturya bankasından kaynaklandığı iddiaları da yabana atılmamalı. ‘Danışmanın tavsiyelerinin aksi yapılsaydı, daha düzgün sonuçlar elde edilirdi.’ Demek mümkünse de ‘Neden yerli-millî danışmanlardan yararlanılmıyor ?’ Diye sormak daha mantıklı olur.
Petkim’in satışından 5 gün sonra gerçekleştirilen Sabiha Gökçen Havaalanı’nın kiralanması ihâlesinde, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, ihâleye giren grupların her birini, titiz bir incelemeye tabi tutuyor. Demek ki ülkemizde, üstlendiği görevi ihlâsla yapan kuruluşlarımız var.
SONUÇ:
Özelleştirme adı altında yapılacak blok satış işleminin başarılı olabilmesi için 6 doğrunun bir arada bulunması gerekir:
1- Millî menfaatlerimizi göz önünde bulunduracak danışmandan yararlanılmalıdır.
2- Suiistimallere kapalı bir satış sistemi oluşturulmalı ve uygulanmalıdır.
3- Alıcı adayları incelenmeli, uygun görülenlere ihâleye giriş yeterlik belgesi verilmelidir.
4- Satış fiyatı doğru belirlenmelidir.
5- Satış, en yüksek fiyatı verene değil, en uygun alıcıya, en uygun fiyatla yapılmalıdır.
6- Satış bedelinin ne şekilde ödeneceği konusunda açıklık bulunmalı, banka teminat mektubu alınmalıdır.
Bu maddelere ayrıca; yerli ortak veya ortaklar grubunun, yabancılar tarafından verilen en yüksek satış bedelinin % 10 altında fiyat vermesi hâlinde tercih edileceği maddesi de eklenebilir.
Petkim’in satışını 6 delikli elekten geçirdiğimizde, başarıdan söz etmenin imkânsızlığı ortaya çıkıyor.
(*) Bu hesabı yanlış yapanlar, 3 kat, 6 kat diyenler var. Hesabın doğrusu şöyledir: % 88,86 hisse 680.000.000 dolar olursa, tamamı: 772.727.000 dolar eder. % 51 hisse 2.050.000.000 dolar olursa, tamamı 4.019.000.000 dolardır. 4.019.000.000 : 772.727.000 = 5,20 kat eder.