Sayın Atlan Deliorman’dan aldığım, Orkun’un bu sayıda kapanacağını bildiren e-mektup beni hem çok şaşırttı hem de çok üzdü. Oysa, 100’ncü sayısı dolayısıyla çıkan yazımda daha nice yüzüncü sayılara ulaşmasını dilemiştim. Ülkü ve düşünce dergilerinin bu kaçınılmaz kaderi ile onun da karşılaşmış olmasına üzülmemek, acı duymamak elde değildir.
Orkun’un yayının sona ermesi ile ‘Orkun süreci’nin bir halkası daha kapanmış oluyor. Ben onun Türkçülük ülküsünün en uzun soluklu dergisi olarak Türklüğe ve Türkçülüğe hizmet işlevini lâyıkı ile yerine getirdiğine ve bu ülküye bağlı bir gençlik kitlesinin yetişmesine önemli katkıda bulunduğuna yürekten inanıyorum. Dileğim kısa zamanda bu işlevi üstlenecek yeni girişimlerin ortaya çıkması ve bu kutlu sürece yeni halkalar eklemesidir.
Sevgili Deliorman ile Orkun yazarlarının ve okuyucularının üzüntüsünü yürekten paylaşıyorum.
Necmeddin Sefercioğlu
Bir ışığın daha kısılması..
Orkun bu sayıdan sonra yayınlanmıyacakmış. Bu haberi alınca dondum kaldım. O da mı aramızdan ayrılacak? Nice dostlarım dava arkadaşlarım, yakınlarım, akrabalarım gibi..
Bir sevdiğim daha! Uzun yaşamanın bedeli işte…
•••
14 yıl önce basılan “yükselen Milliyetçilik” kitabımı şu son bir aydır yenilerken, 1944 olayının 23 mağduru listesine baktım. “Allahın rahmetine kavuşanlar”la “Hâlâ hayatta olanlar” yarı yarıyaymış, o 1994 listesinde. “Ya şimdi! diye soruşturdum. Bir tek ben kalmışım (belki bir de Zeki Özgür). Yeni baskıdaki bu liste artık 1-2 isimden ibaret kalmış! Tek satıra sığdı. (Kitabı yenileyim derken 470 sahife 1150 sahife oluverdi! Ben de iki kitap hâline soktum).
Eski (ve yeni) baskısında, Türkçülüğün tarihçesini anlatırken Orkun’dan ve yeni Orkun’dan da, Altan Deliorman dostumdan da söz etmiştim. İlânihaniye yayını sürecek, Türkçülere örnek olacak, yol göstermeye devam edecek ümidiyle. Ve işte şimdi içimi burkan o acı haber.
•••
Başka Türkçü yayın yok mu?
Allaha şükür var. Benim Ergenekon-Bozkurt-Gökbörü yayıncılık günlerimden kat kat fazla. Ama Orkun’un yeri başkaydı.
Üzüntüyle karışık düşüncelere dalarken, “Bir Bilen”in sözü geldi aklıma “Çareler Tükenmez” diye. Bakarsınız “fikri takip” ustası Altan, zaten var olan Orkun’un internetinde dergimizi yaşatmaya devam eder.
Kâğıda basılı yazıları okumak bizim gibi eskiler için daha başka bir zevk ama, Orkun elektronik olarak da olsa, yaşasın da.. Hem sonra internetten kâğıda da çıkartılmıyor mu?
Hepimize “geçmiş olsun” dileklerimle.
Reha Oğuz Türkkan
Orkun ve sonrası…
Orkun, arkasında uzun yıllar doldurulamayacak bir boşluk bırakarak yayın dünyasından çekiliyor. Bu çekilişin olumsuz sonuçları 5-10 yıl sonra kendisini gösterecek.
Çünkü ORKUN, okuyucusunu bilgilendirmekle kalmıyor, özellikle genç okuyucularının gönlüne; vatan sevgisi ve millet aşkının tohumlarını serpiştiriyor, kâmil insan olmanın yollarını gösteriyordu. Özetle; şuurlu bir gençliğin yetişmesine katkıda bulunuyordu.
Bilgi elbette gereklidir. Fakat, ahlâk ve şuur, bilgiden çok daha fazla gereklidir. Ahlâklı ve şuurlu insan, kendisine gerekli olan bilgiyi nasıl olsa bulur. Ahlâk ve şuur sahibi olmayanlar, bilgilerini kötü amaçlar için kullanabilirler.
Orkun; okuyucularına bilgiyi, ahlâkı ve şuuru geliştirmek için mükemmel bir kaynaktı.
Bilgisini ve gücünü; doğru yerde, doğru zamanda ve doğru amaçlarla kullanabilen gençlere, gelecek zamanlarda daha fazla ihtiyacımız olacak.
Orkun muhtevasındaki dergilere de…
Fikri; gazete sayfalarından kovmak iddiasında olanlarla, tekelleşerek ve mafyalaşarak fikir dergilerine hayat hakkı tanımayanlar… millete can suyu taşıyan kanalları kesmiş oluyorlar.
Her şeye rağmen kervan yürüyecektir.
Oğuz Çetinoğlu



