Karabağ’ın Tarihçesi ve Hocalı Soykırımı
Azerbaycan’ın resmî tarih anlayışına göre, Dağlık Karabağ’ın eski çağlardaki adı “Albanya” olup bölgede yaşamış olan Kafkas Albanyalılarının Azerîlerin atalarından olduğu savunulmaktadır.
Ermenistan, Dağlık Karabağ’ın Ermenilerin ataları olan antik bir Hristiyan krallığının parçası olduğunu savunmaktadır. Buna kanıt olarak da bölgedeki kiliseler gösterilir. Azerî tarihçiler ise bahsi geçen kiliselerin Hristiyan Albanyalılara ait olduğunu iddia ederler. Bölgeye İslâmiyet yaklaşık bin sene önce gelmiştir.
Osmanlı-Safevî Savaşları Döneminde Karabağ
Karabağ 1578 Osmanlı-Safevi seferinden sonra Osmanlı yönetimine geçti ve Berda, Hacın, Ahıstâbâd, Dizak, Hakârî ve Varand sancaklarından oluşan “Vilâyet-i Gence-Karabağ” kuruldu. Ancak bir süre sonra Safevîlerin hakimiyeti altına girdi.
1722-1724’da Rusya İmparatorluğu’nun bölgeye girmesiyle gerginlik yaratıldı. Osmanlı Azerbaycan’ı işgal ederek Rusların Kafkasya’ya inmesini önlemeye çalıştı ve 1724 Antlaşması’nda Karabağ Osmanlı’ya verildi. 1731’den başlayan Osmanlı-İran savaşı neticesinde 1736’da İran’a bağlandı.
Karabağ Hanlığı
18. yüzyıldan sonra Karabağ Hanlığı’nın sınırları içinde yer alıyordu. Hanlığın hükümdarı İbrahim Halil Han idi.
Bölgenin Rusya’ya Geçişi
19 Mayıs 1983’te Knez G. A. Potyomkin II. Katerina’ya yazdığı mektupta:
“Fırsat bulunca Karabağ’ı hemen Ermenilerin kontrolüne vermek ve böylece Asya’da bir Hristiyan devlet kurmaktan” bahsetmekteydi.
1813 yılında imzalanan Gülistan Antlaşması ile Dağlık Karabağ Rusya İmparatorluğu’na verildi. 1822 yılında Karabağ Hanlığı ortadan kaldırıldı.
1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı ve 1804-1813 İran-Rus Savaşı sırasında bu bölgeye Anadolu’dan ve İran’dan Ermeni göçü yaşandı. Kaçar yönetimindeki topraklardan 1825-1826 tarihlerinde 18.000, 1828’de 50.000, 1829 Osmanlı-Rus Edirne Antlaşması i e 84.000 Ermeni Karabağ ve civar bölgelere aktarılmıştır. Dönemin Rus tarihçilerine göre, bu süreç boyunca Anadolu’dan ve şu anki İran topraklarından en az 1.000.000 Ermeni Kafkasya’ya göç etmiş veya ettirilmişti. Bu göçler sonucunda I. Nikolay, Revan ve Nahçivan hanlıklarını bir Ermeni bölgesi yapmıştı. 1832 yılı Rus Çarlığı resmî nüfus sayımında Karabağ bölgesinin %64.4’ü Müslüman %34.8’i Ermeni olarak kayda geçmiştir.
1917 Ekim Devriminden sonra Ermeniler ile Azerîler arasında çatışma başladı. Eylül 1918’de Enver Paşa tarafından gönderilen Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu bölgeye girdi. Mondros Mütarekesi’nin ardından İngilizler tarafından geçici olarak işgal edildikten sonra 1919’da Azerbaycan’a bağlanmıştır.
Anastas Mikoyan da bölgenin Bakü’ye bağlanmasını istedi. Azerbaycan Komünist Partisi’nin kurduğu üç kişilik araştırma heyetinin sunduğu rapora dayanarak 30 Haziran 1921’de Özerk Bölgesi kararlaştırıldı ve 24 Temmuz 1923’te Özerk Bölgesi ilan edildi ve kararı uygulamaya konuldu.
1989 yılında Azerbaycan parlamentosu kararıyla bölgenin özerkliği kaldırıldı.
Karabağ Savaşı
1990’ların başlarında bölgede etnik çatışmalar başladı. Ermenistan’ın Karabağ’ı kendi sınırlarına katma isteğini açıklamasının ardından bu çatışma Ermenistan ve Azerbaycan arasında savaşa dönüştü. 1991 yılında Kafkasya’da yeni cumhuriyetlerin birbiri ardına bağımsızlıklarını ilan ettiği dönemde Rusya tarafından boşaltılan üslerden elde edilen ağır silahlar, savaşta dengenin Ermenistan’dan yana ağır basmasına neden oldu.
Karabağ 1991-1993 yıllarında, Ermenistan Silahlı kuvvetleri tarafından işgal edilmiş olup bu işgal günümüzde de sürmektedir. Dağlık Karabağ bölgesi tamamen Azerbaycan toprakları içinde kalmasına rağmen Dağlık Karabağ ile Ermenistan arasındaki Azerbaycan’a ait bölgeyi de işgal ederek bir tampon bölge oluşturmayı başardı ve Dağlık Karabağ ile Ermenistan arasında bağlantı kurdular.
26 Şubat gecesi Rus motorize alayının tanklarından açılan top ve roket saldırıları ile Hocalı Havaalanı kullanılamaz hâle getirilerek kentin dış dünya ile ilişkisi tamamen kesildi. Savunmasız kalan kente giren Rus destekli Ermeni askerleri, çocuk, yaşlı, kadın, bebek demeden birçok insanımızı vahşîce katlettiler.
Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesini ve bu bölgenin çevresindeki altı ilçeyi (rayon) işgal etti. Dağlık Karabağ ayrılıkçı yönetimi bu arada, 1991 yılında bağımsızlığını ilan etti. Ancak bu bağımsızlık ve kurulan Dağlık Karabağ Cumhuriyeti, Ermenistan Cumhuriyeti dahil hiçbir ülke tarafından tanınmamaktadır.
Bu savaşı sona erdiren ateşkes anlaşması 1994 yılında Bişkek kentinde imzalandı.
Hocalı Katliamı
Ermenilerin işgal ettikleri Hocalı’da dehşet verici olaylar yaşandı. Canlı canlı insanların kafa derilerini yüzdüler, sağ olarak ele geçirdiklerini ise sistematik bir işkenceye ve tıbbî deneylere tâbi tutarak, insanlık dışı muamelelere maruz bıraktılar. Hızar ve testereler ile diri diri insanların kol ve bacaklarını kestiler.
Genç kızların önce saçlarını, sonra da kafa derilerini yüzdüler. Babanın gözü önünde evlâdını, evlâdın gözü önünde babayı kurşunlara dizdiler.
Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş olan iki Ermeni yazı tura atıyordu. Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu toprağında Kars’ta, Ağrı’da, Van’da Erzurum’da da ataları oynamıştı. Onlardan duymuşlardı.
Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri yırtık, ayakları çıplaktı… Ermenilerin uzun boylu olanı elindeki AK-47 model Rus yapımı otomatik tüfeğinin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayı çıkartırken, diğeri elindeki demir parayı havaya attı: -Akçik, manç?.. (Kız mı, oğlan mı?) –Akçik… (Kız) Bu cevap üzerine ‘oğlan’ diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura ile hamile kadının karnını bir hamlede yarıp çocuğu çıkarttı. Kan bürülü gözleri bebeğin kasıklarına kilitlendi. –Tun şahetsar, ınger… (Sen kazandın, yoldaş) –Yes şahetsapayts ays bubriki inç bes bidigişdana… (Ben kazandım ama bu bebek nasıl beslenecek?) –Mayrigı bedge gişdatsine (Annesi besleyecek elbette). Bunun üzerine daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya geçirdiği bebeği annesinin göğsüne yapıştırdı: -Mayrig yerehayin zizdur (Çocuğa meme ver). Aynı dakikalarda Hocalı’nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı hazırlığı vardı.
İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, top arayışına girmişlerdi. Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise Ermeni çeteci sevinçle bağırdı: -Asixn ma, çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek… (Bu hem saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın…) Aynı anda çocuğun gövdesi bir tarafa, başı da orta yere düşmüştü…
Ermeniler zafer naraları atarak, kanlı postalları ile kesik çocuk başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu. Bu iki olay Hocalı’da bundan çok değil yalnızca 14 yıl önce yaşandı. Her iki olay da Ermeni çetecilerin katliamlarına bizzat şahit olan görgü tanıklarının anlatımlarıdır. Ne yazık ki, 26 Şubat 1992 günü binlerce Azeri türlü yöntemlerle vahşice katledilmiştir.
Ajanslar, katliam haberini bütün dünyaya hızla geçerken, arşı titreten ağır bir vahşet yaşanan Hocalı halkından geri kalanlar ise çaresizlik içinde kıvranıyordu. Türkiye’de büyük bir dehşet uyandıran katliama ilişkin ilk görüntüler ise TRT aracılığı ile duyurulmuştu.
Bütün olanları batılı gazeteciler, özellikle de New York Times belgeledi. 26 Şubat’ta güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile Hankendi’nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 366’ncı Rus Motorize Alayı, Hocalı’ya saldırarak tarihin en vahşî katliamlarından birini yaptılar.