Prof. Dr. Abdulhalûk M. Çay’ın ilk yayınlandığında bölücüleri ve Türk Milletinin düşmanlarını ortak bir cephe hâlinde ayaklandıran “Her Yönüyle Kürt Dosyası” adlı kitabı 8. ve genişletilmiş basımıyla İlgi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından tekrar neşredildi. Uzun zamandır piyasada bulunmayan kitabın, Kürtçülüğün Türkiye’de bir numaralı tehdit olarak eski yerini almasıyla aynı dönemde kitapçıların raflarına girmesi bizi ziyâdesiyle memnun etti. Kürtçülerin siyâsal, kültürel, ideolojik talepleri ve tezlerinin bilimsel çalışmalarla cevaplanması ve çürütülmesi son derece önemlidir. Tarafgirlik ve bölücü bağnazlıkla kaleme alınan sayısız kitaba karşı hakikatleri savunmak ve bunun için mesai sarf etmek Türk Milletine edilebilecek hizmetlerin en büyüğüdür.
Prof. Çay’ın kitabı ilk yayınlandığı zamanlar olmadık iftiralarla karalanmak, ortaya koyduğu gerçekler karartılmak is tenmişti. İslamcısı(!), liberali şucusu bucusu ve daha nice Türklük düşmanı üzüm yemektense bağcıyı dövmekle uğraşmışlardı. Kitapta o dönemde gazetelerde çıkan eleştirilerle birlikte Prof. Çay’ın bunlara verdiği cevaplar da yerini bulmuş. Yapılan ekleme ve genişletmelerle çalışmanın hacmi epey artmış. Elimde kitabın 600 küsur sayfalık ve roman boydaki 3. basımı vardı. Şimdiki baskıdaysa kitap büyük boy ve 800 sayfalık bir oyluma sahip. Böylece “Her Yönüyle Kürt Dosyası” güncel ve daha kuşatıcı olarak Türk Milliyetçilerinin bu konuda, küçük nüanslar olsa da savunacağı, koruyacağı temel bakış açısını ortaya sermiştir. Bir çalışmanın herhangi bir ideolojinin öznel yaklaşımını ortaya koyması şüphesiz bilimsel niteliğine halel getirir; fakat eğer gerçekler ideolojik argümanlarla doğası gereği örtüşüyorsa ortaya konulan eseri taraflı olarak yaftalamak mümkün değildir. Gerçek budur ve Türk Milliyetçileri bu gerçeğe sarılmanın memleketimizin selametine hizmet edecek tek davranış olduğuna inanmaktadırlar.
Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, belli başlı kabullerimizin Kürtçülerin talepleri doğrultusunda yavaş yavaş değişmeye başlamış olmasıdır. Bir Kürt millî (!) varlığı ortaya konulmuş ve bu hem devlete hem millete alıştıra alıştıra kabul ettirilmiştir. Ortada politik bir mesele söz konusuyken iş bir milletin kendini ifâde etme ihtiyâcı gibi temel hak ve özgürlükler çerçevesine hem siyâset yoluyla hem silah zoruyla taşınmıştır. Milletin bıkkınlığı, yılgınlığı istismâr edilerek yaratılan rehavetle her şeyi onaylama noktasına getirilmiş bulunmaktayız. Bu sebeple temel tezlerimize geri dönüp bunları daha yüksek sesle dillendirmek her türlü karşı koyuş ve ithamlara rağmen artık yaşamsal bir zorunluluk hâlini almıştır. Nedir bunlar? Kürt milleti diye bir millet yoktur. Bu millet, sosyolojik bir gerçeklik olarak değil, îmâl edilmiş bir yalan olarak ortaya çıkarılmıştır. Kaynakların yetersiz olduğu eskiçağlara dönük Kürtçü tezlerin yazılı ve maddî kanıtların birlikte konuşturulabildiği ortaçağlarda kocaman bir boşluk yaratması bunun en önemli kanıtıdır. Prof. Çay’ın kitabındaki pek çok konu başlığı bu sakat bakışı çürüten ve emperyalist yalanlarla kurgulanmış Kürt tarih tezlerine yöneltilen sağlam eleştirilerle doludur.
Kitabı 50.000 adet basarak, hiçbir bediî kıymeti olmayan, boş edebiyat(!) ürünleri dışında milletimizin geleceğini kurtarma gayretini içeren bilimsel çalışmaların da ilgi göreceğine olan inancı ortaya koyduğu için yayınevini tebrik ediyorum. Bu kitabı okumak, okutturmak ve savunduğu temel başlıkları genişleterek işlemenin her Türk Milliyetçisinin temel görevi olduğuna inanıyorum.