Türk Genelkurmayı’nın elindeki bilgiler çok daha tüyler ürperticidir. Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüd Dairesi Arşivi’nde Nemrut Mustafa’nın Kürtleri ayaklandırmak için İngilizlerden 50 bin lira aldığına, İngiliz İşgal Kuvvetleri tarafından Kürdistan’a vali tayin edildiğine dair belgeler bulunmuştur.24
10 Ekim 1921 tarihli iki ayrı belgede ise Nemrut Mustafa’nın Diyarbakır civarında bulunduğu25 ve Kürt ayrılıkçılığı için çalıştığı belirtilmektedir.26
PAPAZIN EMRİNDEKİ
MOLLA
Evet. Mahkeme Başkanı böylesine, sâbıkası oldukça kabarık bir Türk düşmanıdır. Mahkemenin sorgu hâkimi Sait Molla’ya gelince, Şeyhülislâm Cemalettin Efendi’nin yeğeni, Mustafa Neşet Molla’nın oğlu olan Sait Molla, İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin kurucu üyesidir27. Bu cemiyet, İngiliz parasıyla, İngiliz kontrolu altında, İngiliz politikasının savunuculuğunu sütlenmiş olanlar tarafından kurulmuştur.28 Kayıtlardaki ifadelerden anlaşıldığına göre Sait Molla, cemiyetin gerçek başkanı olan rahip Frew’in emri altında çalışmıştır.29
Ya rahip Frew kimdir?
Rahip Frew, İngiliz Gizli Teşkilâtı’nın İstanbul örgütünün başkanıdır.30
Kürt ayrılıkçı hareketini himâye eden İngiliz Entelijans Servisi’nin bu papaz ajanı, Patrikhane yoluyla Kürtler için Yunan Hükûmeti’nden bile para sızdırmıştır31.
23 Mayıs 1919’da Yunanlıların İzmir’i işgallerini protesto maksadıyla düzenlenen Sultanahmet Mitingi yapılırken, İngliiz Muhipleri Cemiyeti’nin kurulduğunu birer telgrafla belediye başkanlarına ileten Sait Molla, 24 Mayıs’ta da yine Anadolu’daki belediyereislerine tek tek telgraf çekerek32 İngiliz müzaheretini kabul ettiklerini İtilaf Devletleri’nin bütün temsilcilerine, hükûmete ve gazetelere bildirmelerini, yani İngiliz mandasının kabul edilmesini istemiştir.33
Anadolu’da Millî Mücadeleye karşı ayaklanmalar tertiplenmesini de teşvik eden bu vatan haini, Türk ordusu İstanbul’a girince soluğu Rusya’da almış ve orada sefâlet içinde ölmüştür.34
Üyeleri zaman zaman değişmesine rağmen Boğazlıyan Kaymakamı Kemal ve Urfa Mutasarrıfı Nusret beylerle arkadaşları, Müslümanı ve Hristiyanıyla Türk düşmanlarından oluşan işte böyle bir heyet tarafından yargılanmışlardır. Kemal Beyin yargılanması sırasında duruşmalara genellikle Savcı Başyardımıcısı Haralambos girmiştir35. Sorgu hâkimi Artin Boşgezenyan ve Sait Molla’dır. Sait Molla bilâhare Kürtçülük faaliyetlerine daha fazla zaman ayırmak maksadıyla istifa etmiştir. Yargılama, hüküm ve infaz safhalarında ise adalet sürekli olarak kurşuna dizilmiştir.
SUÇ VE HÜKÜM
6 Kanun-ı evvel 1918 tarihli İkdam gazetesinin haberine göre Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, “Ermenilerin tehcir ve taktilinde ikaa eylediği mezâmiminden dolayı hakkında vâki olan şikâyetler üzerine tevkif edilmiştir. “O hâlde bu taktil yani öldürme isnadının ispat edilmesi gerekir. Oysa Kemal Bey, daha önce de gene tehcir meselesinden dolayı yargılanmış ve beraat etmiştir36.
İzmit Sancağı Muhacirin Müdürü iken, Boğazlıyan Kaymakanlığı nda bulunduğu sırada menkul ve gayrimenkul bir takım Ermeni mallarının yağma edilmesinde ihmali görüldüğü iddiasıyla Ankara Vilâyeti Meclis-i İdaresi’nin 22 Ocak 1916 gün ve 185 sayılı lüzum-u muhakeme kararı ile görevinden azledilmiştir. Konya İstinaf Mahkemesi’nde yapılan muhakemesi sonunda 25 Temmuz 1918’de itham edildiği suçlardan beraatine karar verilmiştir.37
Görüldüğü gibi bazı Ermeni mallarının yağma edilmesinde ihmalinin olabileceği ihtimaliyle bile hakkında açılan dâvâda ne cinayetten bahseden olmuştur, ne de öyle bir şikâyet. Ama işgal altındaki İstanbul’da kurulan mahkeme, adaletten çok kurban aramıştır. Teşkilât-ı Mahsusa’nın Mim Mim Grubu Başkanı Hüsamettin Ertürk’ün dediği gibi aslında Kemal Bey’in suçu, Ermenilerin Boğazlıyan’a bağlı Türk köylerini ateşe verdikleri ve üzerlerine gönderilen jandarmalara karşı silâh kullandıkları sırada Boğazlıyan Kaymakamı olmasıydı!
İşte o günlerde Kemal Beye İçişleri Bakanlığından gelen bir telgraf “Ermenilerin 24 saat zarfında Boğazlıyan İlçesinden çıkarılmalarını istiyordu”38
Kemal Bey, üst makamdan aldığı emre uyduğu için yargılanan ilk memur değildi, son memur da olmadı. Fakat onu yargılayan mahkeme gibi mahkeme bir daha kurulmadı.
Şöyle ki:
Kemal Beyin dâvâsına katılan toplam 28 şahidin sadece 3’ü savunma şahididir! Çünkü mahkeme İstanbul dışından gelecek bütün tanıkların yol masraflarının karşılanmasına dair karar almasına rağmen, müdafaa şahitlerini bu kararın dışında bırakmıştır. Savunmanın, tanıkların ifadelerinin istinabe yoluyla, yani bulundukları yerlerdeki mahkemeler tarafından alınmasıyla ilgili talepleri de dikkate alınmamıştır39. Mahkemeye Kemal Beyi savunmak için gelen Miralay Şahap, Mehmet Nedim ve Yozgat eski Mutasarrıfı Cemil Beylerin sanığın lehinde veya aleyhinde kesin bir ifadeleri de yoktur. Manastırlı Halil Recai Beyin ifadesi ise sanığın aleyhindedir! Miralay Şahap Bey, İngiliz vatandaşı bir Müslüman, geri kalan 24 şahidin tümü de Ermenidir. Patrikhanenin toplayıp, Patrikhanenin getirip götürdüğü ve tabiî Patrikhanenin hazırladığı40 bu şahitlerin çoğunun ifadesi savcı tarafından bile şüpheyle karşılanmıştır. Sami Beyin hazırladığı iddianameye tamamen iştirak ettiğini beyan eden 41 dâvâ vekili Leon Remzi Efendi, Yozgat’ta katledildiği iddia olunan akraba ve taallukatından 115 kişinin vekili sıfatıyla mahkemede bulunduğunu söylemiştir. Fakat elinde ne vekâletnâme vardır, ne de ilgili mahkemeden, katledildiğini iddia ettiği akrabalarının varisi olduğuna dair bir belge alabilmiştir! Bu adam savunma avukatlarının itirazlarına rağmen milliyeti meçhul Savcı Sami Beyin kararıyla müşteki sıfatıyla duruşmalara katılabilmiştir! Aynı şekilde bir diğer vekil olan Hımayak Hüsrevyan42 ve Süranyan da öldürülen Ermenileri temsil ve dâvâcıya vekâleten duruşmalarda bulunmakla beraber, mahkemeye veraset veya vekâlet belgesini sunamamışlardır43. Şahitlerden Mıgırdıçoğlu Serkis ile Ojeni Varvaryan binti Kazaros’un ifadeleri savcı tarafından bile çelişkili bulunmuş “önceden yazılıp ezberlenmiş” olarak değerlendirilmiştir. Ohannesoğlu İstepan önce binlerce Ermeninin öldürüldüğünü, mahallesindeki bütün Ermenilerin katledildiğini söylemiş, öldürülen bir kimseyi görüp görmediği sorulunca, kimseyi görmediğini ifade etmiştir!
Şahitlerden Aznif, tehcir sırasında 13, Artin Veledi Agop da 12 yaşında bir çocuktur!44
Yozgat Jandarma Konutanı Tevfik Bey ile Evkaf Memuru Feyyaz Bey, Kemal Beyin suç ortağı oldukları iddiasıyla yargılanmaktaydılar45. Şahit Leon Nahabetyan, Keller Köyünde Kemal ve Tevfik Beylerin 4 kişiyi bizzat öldürdüklerini söylemiştir46. Keller Köyü ile ilgili bu iddia Antranik tarafından da tekrarlanmıştır. Aynı kişi tarafnıdan tembihlendiği anlaşılan Agop oğlu Artin, önce Kemal Beyi Keller Köyünde nargile içerken gördüğünü söylemiş, sonra şaşırıp Sırçalıtekir’de ayran içerken gördüğünü beyan etmiştir. Oysa Kemal Bey, Keller Köyüne hiç gitmediği gibi, nargile içmek gibi bir alışkanlığa da sahip değildir47.
Şahitlerden Manastırlı Halil Recai Bey, tehcir sırasında Ankara’da bulunduğunu, Yozgat olayları hakkına bilgisi olmadığını, fakat Kayseri’deki Miralay Şahap Beyden kendisine Yozgat’ta 2-3 bin Ermeninin öldürüldüğüne dair bir telgraf geldiğini söylemiş48 fakat İngiliz tebası olan Miralay Şahap Bey, huzurda böyle bir telgraf yazmadığını beyan etmiştir49.
Mahkeme Patrikhane tarafından âdeta Kemal Beyi astırmak için programlanmış şahitlerin en saçma iddiaları dahi incelendiği hâlde, Jandarma Konutamı Tevfik Bey, “Mersin’den Yunan konsolusu vasıtasıyla Terzili Köyüne bir top getirildiğinden” bahsetmesine rağmen50 reis, bu top meselesi hakkında bir tek soru bile yöneltmemiştir! İngilizlerin bir cinayete yargı kılıfı uydurmak için kurdukları anlaşılan bu mahkeme 8 Nisan 1919’da Kemal Beyi idama mahkûm etti. Bu ceza, bir tehcir suçlusu aleyhine verilen ilk idam cezasıydı51. Jandarma Komutanı Binbaşı Tevfik Bey, 15 yıl kürek cezasına çarptırıldı.
Damat Ferit, duruşmanın bitiminden hemen sonra padişahı ziyaret ederek hükmün infazı konusunda söz aldı. Bir bakıma onun iktidarda kalması, bu masum vatan evlâdının asılmasına bağlıydı. Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi, fetvayı verdi ve idam hükmü 10 Nisan 1919 günü öğleden sonra İstanbul Beyazıt Meydanı’nda infaz edildi. Kemal Bey, vasiyeti uyarınca Kadıköy Kuşdili Çayırı’nda, oğlunun yanında vatan topraklarına emanet edildi52.
Kemal Bey idam edildiğinde Beyazıt Meydanı’nda bulunan ve M.M. teşkilâtının önemli bir mensubu olan Hüsamettin Ertürk, o kara günü şöyle bir tablo ile tasvir etmiştir:
“İstanbul limanında bir harp gemisi sefere hazırlanıyordu. Bu Fransız harp gemisinin ismi, “Demokrasi” idi. Ferit Paşa Hükûmeti Sevr Muahedesi’ni imzalamaya karar vermişti. Ertesi günü Osmanlı Heyet-i Murahhasası bu gemi ile Fransa’ya hareket edecekti. Bu heyette Maarif Nazırı Bağdadlı Hadi Paşa, ayandan Filozof Rıza Tevfik ve Hariciye Müsteşarı Reşat Hikmet beyler vardı. Onlar da hazırlıklarını tamamlıyorlardı. Fakat İstanbul’da hiçbir kimse bu heyetle meşgul değildi. İşte bu geminin hareketinden 12 saat evvel bir akşam İstanbul halkı akın akın Beyazıt meydanında toplanmaya başlamıştı. Teşkilât-ı Mahsusamızın eski arkadaşları ve Mim Mim Grubu’na mensup adamlarımız bu meydanda buluşmuşlardı. Ben de halkın arasına karışarak bu feci manzarayı görmeye gitmiştim. Yalnız herkes birbirine soruyordu: (Devam edecek)
DİPNOTLARI
24. ATASE (Askerî Tarih ve Stratejik Etüd Dairesi Arşivi, A.4/6662/K.118, D.42, F.1/32, zikreden: Necdet Bilgi, age, s.135.
25. ATASE (Askerî Tarih ve Stratejik Etüd Dairesi Arşivi, A.4/6662/K.118, D.42, F.1/5, zikreden: Necdet Bilgi, age, s.136.
26. ATASE (Askerî Tarih ve Stratejik Etüd Dairesi Arşivi, A.4/6662/K.118, D.42, F.1/4, zikreden: Necdet Bilgi, age, s.136.
27. Necdet Bilgi, age, s. 136.
28. Tarık Zafer Tunaya, age, c.2, s. 475.
29. Tülay Duran, agm, s.70.
30. Tarık Zafer Tunaya, age, c.2, s. 274.
31. Ahmet Bedevi Kuran, Osmanlı İmparatorluğu’nda İnkılâp Hareketleri ve Millî Mücadele, İstanbul, 1959, s. 625-626.
32. Tülay Duran, agm, s.70.
33. Tarık Zafer Tunaya, age, c. 2, s. 475.
34. Refik Halit Karay, Minelbab İlelmihrap, İstanbul, 1964, s.283.
35. Necdet Bilgi, age, s.136.
36. Altan Deliorman, Türklere Karşı Ermeni Komitecileri, İstanbul, 1973, s.225.
Altan Deliorman, Kemal Beyin Yozgat İstinaf Mahkemesinde yargalandığını yazıyor, benim ulaştığım kaynaklarda Kemal Beyin Konya İstinaf Mahkemesinde muhakeme edildiğine dair kayıtlar var. Deliorman, herhangi bir kaynağa atıfta bulunmadığı için Kemal Beyin hem Yozgat’ta hem de Konya’da yargalanmış olabileceğini düşünemiyoruz.
37. Kemal Mehmet mad., TA, c. 21, Ankara, 1974, s.473.
38. Bu telgrafın metni şöyledir:
Kazanız dahilinde bulunan Ermenileri 24 saat zarfında yola çıkaracaksınız, bunların sevkedileceği istikamet Suriye’dir. Şifrenin alındığının bildirilmesi (Hüsamettin Ertürk, age, s.297).
39. Necdet Bilgi, age, s.104.
40. Falih Rıfkı Atay, age, s.162.
41. Ercan Süel, Boğazlıyan Kaymakamanı Kemal Bey (Yayınlanmamış doktora tezi, s.60).
42. Ermeni Patrikhanesinin Cismanî Meclis üyesi olan Hüsrevyan, Ermenistan kurmak için yürütülen faaliyetleri sevk ve idare eden takımın içinde bulunmuştur. 1920 Nisanında İstanbul’da Azerbaycan Türklerinin ileri gelenlerinden Behput Han Cevanşir’i şehit eden Torlakyan’ın avukatlığını da bu adam yapmış ve mahkemede Türklere kin kusmuştur. Hımayak Hüsrevyan, büyük zaferi müteakip hesap sorulacağından korktuğu için Ekim 1922’de Paris’e kaçmıştır. Necdet Bilgi, age, s.103.
43. Necdet Bilgi, age, s.102.
44. Necdet Bilgi, age, s.105.
45. Ercan Süel, agt, s.57.
46. Necdet Bilgi, age, s.104.
47. Necdet Bilgi, age, s.114.
48. Necdet Bilgi, age, s.106.
49. Necdet Bilgi, age, s.107.
50. Ercan Süel, agt, s.90.
51. Tekin Erer, Millî Şehit Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, TDTD, sayı: 17, Mayıs, 1988, s.45.
52. Kemal Beyin vasiyetnâmesi şöyledir:



