Ana Sayfa 1998-2012 BEN OLSAM NE YAPARDIM?

BEN OLSAM NE YAPARDIM?

Terörizmin ara vermeden can almaya devam etmesi, milletimizin yüreğinde acılar uyandırmaya sebep oluyor. Fidan gibi gençlerimiz, vatan savunması uğrunda toprağa düşüyor. Yurdumuzun çeşitli köşelerinde her gün birkaç şehidimizin cenaze namazı kılınıyor. Analar, babalar, kardeşler, eşler gözyaşlarına boğuluyor. Ağır bir hüzün yeli coğrafyamızın üzerinde esiyor. Bayrağa sarılı tabutlar askerlerin omuzlarında mezara doğru yürürken hangi vicdan sızlamaz?

Ne yazık ki, bazı vicdanlar bundan mahrum görünüyor. Bu elim manzara karşısında, ben onların yerinde olsaydım ne yapardım?

Eğer herhangi bir televizyon kanalının yöneticisi olsaydım, şehadet haberleri gelir gelmez, normal yayını keser ve ağırlaştırılmış bir programı uygulamaya başlardım. Böylece ekra da dansöz oynatırken şehitlerin haberini alt yazıyla geçmek gibi utanç verici bir duruma düşmezdim. Bu acı günler geçene kadar, şarkılı çalgılı, vur patlasın çal oynasın programlarına ara verirdim. Bir tarafta matem, bir tarafta eğlence gibi duyarsızlıklara müsaade etmezdim.

Kızını evlendirmek üzere olan bir baba olsaydım, düğün hazırlıklarını durdurur, nikâhı daha uygun bir tarihe ertelerdim. 1500 kişilik gösterişli düğün törenlerine hiç girişmezdim. Geldiğim yeri unutup şatafatlı gösterilere kalkışmazdım. Şehit ailelerinin hissiyatına, ıstırabına saygı gösterirdim. Bir düğünün her zaman yapılabileceğini, ama giden bir evlâdın, bir eşin, bir kardeşin bir daha asla geri gelmeyeceğini idrak ederdim. Böyle bir babanın kızı olsaydım “Bizim, milletimizin acısını paylaşmamız, onlara hiç olmazsa teselli kapılarını açık bırakmamız lâzım. Milletimizin nazarında küçük düşmememiz lâzım” diye düşünür, babama destek olurdum.

Ben bir gazetenin başında olsaydım, duyarsızlık kilidini kırar, yetkilileri daha ciddî tedbirler almaları konusunda her zamankinden fazla uyarırdım. “Birileriyle aram bozulur, sonra tekerime çomak sokarlar” diye düşünmezdim. Bu acılı milletin parasıyla büyüyüp semirdiğimi hatırımdan çıkarmazdım.

Ben, olayların nereden gelip nereye gittiğini kestirebilen, aklı başında bir vatandaş olsaydım, oyumun kıymetini bilir, onu 300 liraya veya bir cep telefonuna satmazdım. Ülkemin, ailemin, sülâlemin başına daha büyük dertler açılmaması için, seçeceğim kimselerin anlayışlarına, art niyetlerine, kabiliyetlerine dikkat eder, yanlış yapmamaya özen gösterirdim.

Ben politikacı olsaydım, yaşanan acılar karşısında partimi, diğer milletvekillerini, Meclisi ayağa kaldırır, millet çapında bir tepkinin öncüsü olurdum. “Ya bir daha seçilemezsem” kaygısını aşar, adam gibi adam olmanın, insan olmanın gereğini yapardım.

Bütün bunları yapma iradesini taşıdığım için hiçbir şey olamayacağımı biliyorum. Çünkü, öyle bir devirde yaşıyoruz ki, çıkar hesapları, maddiyat ve umursamazlık bir kangren gibi bünyeyi sarmıştır. Böyle bir sistemde vicdanların değil, ancak koltukların ve banknotların hükmü yürümektedir. O hâlde çalgılara, dansözlere, haysiyetsizliklere devam.

Nereye kadar?

Bir gün gelecek, şu hâlimiz çok ayıplanacaktır. O güne kadar.

 

Orkun'dan Seçmeler